Az önce Eray Özkural'ın Beowulf sunumundan çıktım. Geçen yıl Bülent Özel'den dinlediğim Beowulf sunumunun aksine bu sunumda bağlantı biçimleri gibi şeylerden çok kullanılan yazılımlar ve konfigürasyon örnekleri üzerinden gidildi. Özellikle Bilkent Üniversitesi'nin 48 makinalık skynet kümesine bağlanıp gerçek, çalışan bir kümenin nasıl olduğunu görmek iyiydi.
Her sabah sunumu gibi bu sunuma da geç girebildim. Bunda tembelliğimin payını inkar etmem mümkün değilse de asıl öğrendiğim şey bilmediğim yerlerde toplu taşım kullanırken daha dikkatli olmam gerektiğiydi. Tabii bunu öğrenmek için kendimi ODTÜ'nün tanımadığım bir bölgesinde bulmam ve sunumun ilk yarım saatini kaçırmam gerekti.
Bu satırları ise Xynth sunumundan yazıyorum, projeksiyonda ise LBreakout var... Neler kaçırdığınızı düşünün...
Peki bu yazıyı neden blog'a 23:00 sularında giriyorum? Çünkü anladığım kadarıyla ODTÜ'nün DHCP sunucuları memur zihniyetiyle çalışıyor. Haliyle hafta içi 17:30 dan sonra, hafta sonu ise günün herhangi bir saatinde DHCP'den IP almak mümkün olmuyor. Yani, en azından bugün mümkün olmadı. Neyse, ODTÜ'nün beni dava etmesine sebep olacak şeyler yazmadan önce sunumlara geçeyim...
Xynth sunumu son derece eğlenceliydi. Her ne kadar Xynth geliştiricileri klasik anlamda bildiğimiz tarzda sunum hazırlamışlarsa da izleyicilerin de oylarıyla sunumu belli slaytlar üzerinden yapmak yerine uygulamalı olarak gerçekleştirmeye karar verdiler. Şenlikteki diğer sunumlara oranla biraz daha kısa bir sunum gerçekleşmiş olsa da Alper Akcan'ın açtığı 90küsür pencereden sonra Xynth'in saçmalamaması etkileyiciydi. Sunumun ardından ise PSP ve GP2X üzerinde çalışan Xynth'leri kurcalama, onlarla oynama şansımız oldu. Bu arada Xynth ile ilgili diğer bir ilginç nokta da ülkemizde pek ilgi çekmeyen bu yazlımı yurt dışındaki birçok gömülü cihaz üreticisinin ürettikleri aletlerde Xynth kullanmak için sıraya girmiş olması
Öğlen arasından sonraki sunum tüm şenlik boyunca en çok beklediğim sunumdu. Chris Stephenson yine bu yıl da sunumuna ilginç bir başlık bulmuştu: "Lambda Calculus ile programlama". Bu yılki sunum geçen yılki sunumunun biraz daha temellere inmiş haliydi. Geçen yıl sadece temel aritmetik işlemleri ve if yapısını kullanarak Guissepe adlı br programlama dili ortaya çıkartan Stephenson bu yıl işi daha da ileri götürmüştü. Bu sefer ne sayıları, ne de aritmetik operatörleri olmayan bir programlama ortamında tüm bu işlemleri lambda calculus kullanarak gerçekleştirdi. Bize de ağzımız açık bir şekilde sunumu izlemek düştü...
Günün son sunumu ise Vehbi Sinan Tunalıoğlu ve Herald Schmidtbauer (umarım adını doğru yazmışımdır) tarafından yapılan "R Project ile uygulamalı istatistik" sunumuydu. Sunumun tek sorunu bu sunum için ayrılan bir saatlik sürenin fazlasıyla yetersiz olmasıydı. Sunum ancak LKD üyelerinin salonu basması ile sona erdi. İnsanın bir konuyu çok sevip, iyi bilip üzerine anlatacak birçok şeyi olmasının böyle zararları da var işte.
Yarın şenliğin son günü. Bakalım ne maceralar bizi bekliyor...