Evet, günün sonunda yeniden evimdeyim. Son sunum olan KDE4'ten çıktım ve hala KDE'ye karşı en ufak bir sempati beslemeye başlayamadım.
Günün son sunumu olarak KDE4'ü seçmemin tek sebebi KDE ile yıldızımın barışması umudu değildi tabiiki. Bir diğer sebebi de ikisi de Pardus ve KDE geliştiricisi olan Barış Metin ve İsmail Dönmez tarafından yapılıyor olmasıydı. Pardus geliştiricileriyle ilgili kafamda sabitleşmiş bir imaj var: "Pardus geliştiricisi neşeli olur!" Barış Metin ve İsmail Dönmez'de bu kuralın istisnası değillerdi. Sunum neredeyse iki kişilik bir komedi gösterisi kıvamında son derece eğlenceliydi. Bu arada sunumdaki slaytların da eskiye oranla daha profesyonelce hazırlandığı da gözümden kaçmadı. Ne yazık ki bu eğlenceli sunum da benim KDE ile yıldızımı barıştırmaya yetmedi.
Sanıyorum sorun "Phonon"dan bahsedilirken farkettiğim, KDE tayfasının genelde "Bizim API'miz en güzeli, diğer kütüphaneleri ya kullanmayalım, ya da oturup bunlara kendi API standartlarımıza uygun wrapperlar yazalım." şeklinde düşünmeleri. Doğrusu o projelerin içine dahil olup ortak bir çalışma ile uzlaşmaya varmak yerine böyle bir çabaya girişmenin yanlış olduğunu düşünüyorum. Neyse, en azından D-Bus ve HAL kullanmaya karar vermişler. Darısı Cairo'nun başına.
Sabah açılı konuşmasını kaçırıp bir de üstüne günün ortasında ofise çağrılıp S. Çağlar Onur'un sunumunu kaçırınca bugün benim için bir bakıma yarım şenlik günü gibi oldu. İnşallah yarın sabahtan başlayarak kesintisiz bir şekilde planladığım tüm sunumlara gireceğim. Şimdi, yarına hazırlanmak için dinlenme vakti...
Not: Cor3 grubunun CL sunumundan sonraki Emacs & SLIME oturumunu kaçırdığım için üzülüyordum fakat anlaşılan beklendiği kadar detaylı birşey olamamış. Yani çok şey kaçırmamışım. Bilgi ekibi de geldiği zaman zorla bir salon zaptedip insanların çenelerinin düşmesine sebep olacak SLIME atraksiyonları göstermeyi teklif ediyorum.
Not2: Cor3 sunumuna ilişkin bir detayı vermeyi unutmuşum. Sunum bir Common Lisp sunumu için sıradışı derecede kalabalıktı. Hatta neredeyse oturacak yer yoktu. Galiba gerçekten birşeyler değişmeye başlıyor. ECLM, ECLM duy sesimizi...