Anlık olaylar, fikirler, gudik ismail vs...
Tue, 28 Mar 2006
Dün akşam yatağıma girmeden önce işte bunu düşünüyordum. Bu ülkede gerçekten güzel işler yapan, tıkır tıkır çalışan kurumlar da var. TEDAŞ'ta kesinlikle bu kurumlardan biri. Her ne kadar daha önce arkadaş ortamlarında kendileri hakkında cahilce birçok kötü söz söylediysem de dün akşam yaşadığım aydınlanma ile yanıldığımı anladım.
Peki dün akşam ne oldu? Ben nasıl böyle bir anda aydınlandım? Öncelikle belirteyim, bu aydınlanma "bir anda" olmadı. Son birkaç haftadır yaşadığım sürekli elektrik kesintileri arasındaki o ince bağlantının ortaya çıkması dün akşama denk geldi o kadar. Neyse, daha fazla lafı gevelemeden devam edeyim. 28 Mart 2006, saat 01:00 sularında elektriğim kesildi. Önce bu duruma klasik tepkilerimi verdiysem de bir anda aklımda beliren düşünce, bu güne dek ne kadar yanıldığımı farketmemi sağladı.
Efendim, herşeyden önce şunun farkına vardım. TEDAŞ'ın işi elektrik dağıtımı olabilir, ancak üstlendiği görevler elektrik dağıtımının çok, çok ötesine geçiyor. Örneğin TEDAŞ, halkın ekonomik durumuna ilişkin gerçeklerden fazlasıyla haberdar. Bu nedenle belli aralıklarla bazı bölgelerdeki elektriği kesiyorlar ki gereksiz yanan lambalarını vs... kapatmayı unutan insanlar varsa boşuna elektrik harcayıp ağır faturaların altında ezilmesinler.
Peki sizce kendileri sadece ekonomik refaha katkıda bulunmakla mı yetiniyor? Tabii ki hayır! TEDAŞ'ın görevleri sadece ekonomi ile kısıtlı değil, aile içi huzuru sağlamak gibi sosyal sorumlulukları da var. Ne gibi sosyal sorumluluklar? Bu tip sosyal sorumlulukların en yakında gördüğüm örneği dün gece yaşadığım elektrik kesintisi. Gecenin bir saatinde gelen elektrik kesintisi ne gibi bir sosyal sorumluluk belirtisi olabilir? Hemen anlatayım. Toplumun sağlığı ve düzeni, en temel birimi olan ailenin düzenine dayanır. Aile düzeninin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi ise aile bireylerinin gerek fiziksel, gerek psikolojik, gerekse sosyal yönden sağlıklı bireyler olmasına bağlıdır. Internet denen şeytan icadı, aile bireylerinin uyku dengesini bozarak Türk aile yapısına derin zararlar vermeyi hedefler. TEDAŞ bu noktada ülkesini, milletini seven her kurumun yapması gerekeni yapmaktadır. Internet bağlantısı denen şeyin temelinde elektrik yatar. İşte bu güzide kurumumuz geceleri belli bir saatten sonra internet aktivitesinin arttığı bölgelerde elektrik kesintisi uygulayarak ailelerin iç huzurunu korumasına yardımcı olmaktadır.
TEDAŞ'ın ülkemize katkıları daha saymakla bitmez fakat bu vakit darlığıda bu güzel kurumun ülkemize katkılarından daha fazla bahsedemeyeceğim. Bu konuda daha sonra birşeyler yazmaya devam etmeye çalışacağım. Eğer yazmazsam da, onların bana yazmamı hatırlatacakları konusunda en ufak bir şüphem yok.
Not: Ars Technica'yı takip ediyor musunuz? Etmiyorsanız çok şey kaçırıyorsunuz. Özellikle gezegenin öbür ucundaki bazı firmaların DRM konularında nasıl aşırı yöntemlere başvurmaya çalıştığını görerek şok olmak için çok iyi bir kaynak.
Sun, 26 Mar 2006
Son günlerde durup durup Klazz Brothers ve Cuba Percussion dinliyorum. Bu arkadaşlar, durmamış, dinlenmemiş ve ünlü klasik müzik parçalarını ve caz standartlarını almış Küba ritmleriyle birleştirerek güzelce yorumlamışlar. Bilen bilir, oldum olası perküsyon & piyano uyumuna hayran olmuşumdur. Bu nedenle bu iki albüm beni tam anlamıyla mest etti doğruyu söylemek gerekirse. Başarılı müzisyenler, başarılı yorumlar, Küba, piyano... Bir uçak bileti mi alsam ki?
Peki hiç mi kötü yanı yoktu? Olmaz olur mu. Sanıyorum CD'lerin Türkiye'de satılanı Alman baskısı olduğundan içinde Flight Of The Bumblebee ve benzeri birkaç muhteşem yorum daha eksikti. Ve tabiiki iç kapakta yazan herşey Almanca olduuğndan hiçbirşey anlayamadım.
Not: Doom''un filmini izlemeyin. Doğruyu söylemek gerekirse "Bakalım Doom'un filmi nasıl olmuş?" şeklindeki merakımı tatmin etmekten başka hiç bir işe yaramayan bir film.
Mon, 20 Mar 2006
#fazlamesai: Gece saat 1'de Common Lisp ve C ile karşılaştırmalı Continuations tartışabileceğiniz tek IRC kanalı.
Not: Kabul ediyorum, son zamanlarda fazla #fazlamesai reklamı yapıyorum fakat ne yapayım. Hem gerçekten anlattığm kadar eğlenceli, hem de Neil Gaiman sağolsun hayatım durmuş durumda.
Tue, 14 Mar 2006
Ailenizin IRC kanalı #fazlamesai'de Can Burak Çilingir'in LaTeX-beamer sunumu 22:45'te başlıyor
Güncelleme: Sunum çok güzel devam ediyor. Eğer izlemek isterseniz hala çok geç değil... Eğlenceli konular daha yeni başlıyor
Sat, 11 Mar 2006
#fazlamesai'de gecenin birbuçuğunda lvm ve raid konuşulduğunu, XFS'in ReiserFS'le karşılaştırıldığını biliyor muydunuz? Ben biliyorum. Daha ayık saatlerde dönen muhabbeti siz düşünün... Veya düşünmeyin. Gelin, gözlerinizle görün.
FZ blog ve gezegen/galaksi ve diğer astronomik cisimlerin sonucunda blogların girdiği değişikliklerden bahsetmiş ve inceden Usenet'e benzetmiş. Kendisine bir doz UserFriendly veriyoruz.
Mon, 06 Mar 2006
Birkaç gün önce MEB Şura Salonu'nda Erkan Oğur ve İsmail H. Demircioğlunu dinleme fırsatı buldum. Erkan Oğur konseri kendisinin Yoda soyundan geldiğine inanmama sebep olan şu sözerle açtı:
Müzik konuşulmaz. Yapılır ya da yapılmaz...
Konserde benim için en büyük hayal kırıklığı ise Erkan Oğur'un pek konuşamayan bir insan olmasına rağmen o gün gevezeliğinin üzerinde olmasıydı. Ne yazık ki çok iyi bir müzisyen olmak sizi çok iyi bir konuşmacı yapmıyor.
İşin magazin kısmını geçersek, konser nasıldı? Açıkçası konser benim Erkan Oğur'dan beklediğim enerjiyi içermiyordu. Konserin ilk yarısı boyunca üst üste 6-7 tane ağıt çalınması da bu yorgunluk hissini artırdı. Neyseki konserin ikinci yarısı birinci yarısına oranla biraz daha canlı parçalar içeriyordu. Özellikle artık konserlerinde daha poitik ağırlıklı hareket eden Erkan Oğur'un "Ey Zahit Şaraba Eyle İhtiram" ve "Eşeği Saldım Çayıra" gibi türküleri "hükümetlere" ithaf etmesi oldukça eğlenceliydi. Tabiiki Erkan Oğur ve İsmail H. Demircioğlu'nun çaldıkları her parçada virtüöz olduklarını kanıtlamaları gibi bazı detaylar da vardı... Konserin sonunda ise o dakikaya kadar ölgün ve ruhsuz bir şekilde konseri izleyip hiç bir katılım göstermeyen izleyici (ben de bu gruba dail olduğumu itiraf edeyim) ancak sanatçılar bis yapınca biraz olsun söylenenlere katıldı.
Not: #fazlamesai, blogların gücünü ispatlarcasına eski günlerini yeniden yaşıyor. Yoksa siz hala katılmadınız mı? Biz çok eğleniyoruz...
Not2: Recai Hocam'a göz kırparak bundan sonra Lexical Closure yerine Lafzî Muhasara karşılığının kullanılmasını oylamaya açıyorum.
Sat, 04 Mar 2006
Saat gecenin ikibuçuğu ve biz burada çok güzel zaman geçiriyoruz. Ya siz?
Wed, 01 Mar 2006
Az önce, belli aralıklarla rotate ettiğim (çevirmek bunu karşılamıyor, karşılığı ne olabilir?) awstats çıktılarına otomatik indeks oluşturacak bir python betiği yazarken hayatımın en okunaksız, en anlaşılmaz kodunu yazdığımı farkettim. Utanarak söylüyorum, iç içe iki for döngüsü ve bunların içinde bir de list comprehension içeriyordu. Sanıyorum kodu sıfırlayıp (zaten toplamda 20 satır birşey) daha elegant, Lisp tarzı bir şekilde yeniden yazsam iyi olacak.
Bu arada yeni bir kampanya başlatıyorum. Zamanında en teknik tartışmaların döndüğü, en harlı geyiklerin yapıldığı, en ilginç fikirlerin çıktığı, ve bu hack'in ortaya çıkmasına vesile olan #fazlamesai'yi geri istiyorum! Bundan böyle fırsat bulduğum her akşam mutlaka (riece'in de yardımıyla) orada olacağım. Eski müdavimleri yeniden ortamlara beklerim...