Rashit'i ilk albümlerinden beri takip ederim. Şimdiye kadar çıkardıkları albümler her seferinde o sırada kullandığım müzik çalma aygıtında (walkman, mp3 player vs...) uzun süre yer etmiştir. İlk albümleri gerçekten kaliteli, "yerli malı yurdun malı" punk müziğin en başarılı örneklerindendi. Özellikle "Çok mu zor?" şarkısındaki darbuka vs... gibi enstürmanların son derece başarılı kullanımı etkileyiciydi. Bir "ilk albüm" için son derece başarılı bir albümdü.
Uzunca bir aradan sonra ikinci albüm "Adam Olmak İstemiyorum!" geldi. Bu albüm çok daha sert ve doğrudan hedefe yönelik bir anlamda "zehir gibi" şarkı sözleri içeriyordu. Bütün sert şarkı sözlerine karşılık albümün müzikleri, punk doğasına uygun olarak, son derece eğlenceliydi. Üstelik bu albümde darbukanın yanına saksafon gibi daha farklı enstürmanlar da katılmıştı. Bilmiyorum acaba kaç punk grubu vardır ki "Kuş sesleri ovalara yayılır" gibi bir şarkıyı alıp, punk yorumu yapıp üzerine de bu kadar başarılı sözler yazsın. Bu neşeli müzikler ve sert sözlerin yarattığı kontrastın mükemmelliğinden olsa gerek, albüm hemen "klasikler" rafımda bir yer elde etti.
Ve günümüze geliyoruz...
Herşey hürriyetim.com'un adını hatırlamadığım bir bölümünde Rashit röpörtajını okumamla başladı. Röpörtajda yeni albümlerinin çıktığından, albümün Sony etiketiyle çıktığından, ilk defa bir prodüktörle çalıştıkalrından bahsediliyordu. Kafamda alarm zilleri çalmaya başlamıştı. Galiba Rashit'i de kaybediyorduk... Birkaç saat sonra evimin yakınındaki bir alışveriş merkezinden albümü almıştım fakat hay, huy derken dinlemek bugüne nasip oldu.
Şimdi "Abi Rashit'te davayı sattı, yumuşadı" muhabbeti yapacağımı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Bu tarz bir muhabbet ihtiyacı içindeyseniz sizi Güven Erkin Erkal'ın tarafına alalım.
Albüm benim için büyük bir hayal kırıklığı oldu. Hayır, sorun sözlerin eski zehir gibi halini yitirmesi değildi. Hatta sözlerde biraz yumuşamanın müziği daha dinlenebilir kılacağını düşünüyordum. Beni asıl üzen Rashit'in bir anlamda imzası olan o hareketli, kıpır kıpır ve çok sesli müziği terketmiş olmasıydı. Sözler yumuşamıştı, buna şüphe yok... Artık şarkılarında "Onlar adi birer hırsızlar, çünkü zengin oldular" yerine "Basit bir bahçıvanım ve hüzün ekiyorum bahçeme" gibi sözler geçiyor. Öte yandan bu yumuşacık sözlere arka planda bir saksafon veya oynak bir gitar değil gitarla tutulan son derece sıradan bir ritm eşlik ediyor o kadar.
İnsanların popüler, para kazanmaya yönelik albüm yapmalarına karşı değilim, fakat umarım Rashit istediği kadar parayı kazandıktan sonra tekrar o canlı, hareketli ve "farklı" müziğini yapmaya devam eder. Ben o zamana kadar bu sözleri tekrar edeceğim (Kuş sesleri ovalara yayılır melodisiyle söylenecek):
Kalp hastası
Çalışkan bir arıdır
Kalp hastası
Çalışmak zararlıdır
Aman bekle bankada, kuyrukta
Yürüme bin git arabanla
Çok acelen var senin aslında
Çalış, çabala kazan daha çok para
Not: Yazmaya başlarken Adam Olmak İstemiyorum albümü çalıyordu, Kısır Döngü ile başladık, Nakavt ile bitiriyoruz.