İnternet bağlantım teknik nedenlerden dolayı geçici olarak kesileceğinden ne yazık ki bir süre blog yayınım da kesilecek. En kısa zamanda, daha gelişmiş bir şekilde geri dönmeyi umuyorum. Bir haftayı bulabilecek bu kesinti için özür diler, huzurlarınızdan bir süreliğine çekilirim.

Geçen yıl bir Vestel DVD4500 DVD/DivX Player aldım. Alet gerçekten güzel bir makina. Sanıyorum videoları oynatmak için mPlayer tabanlı bir sistem kullanıyor. Zira bir süre önce mPlayer tayfasının bu tip bir aletin üreticisiyle ciddi bir kavgası olmuştu. Detaylar hala mPlayer ana sayfasında mevcut. Herneyse, asıl sorun şuydu: Windows Altında Nero Burning Rom ile yazdığım CD'lerdeki altyazılar çok güzel çalışırken GNU/Linux altında yazdıklarım da altyazılar bir türlü çalışmıyordu. Uzun arama taramalardan sonra Nero'nun yarattığı joliet ile mkisofs tarafından yaratılan joliet bilgilerinin farklı olduğunu öğrendim. Bu sorunu çözmenin iki yolu var. Birinci (ve benim tercih ettiğim) yol GNU/Linux altında CD yazarken Joliet desteğini kapatmak ve Rock Ridge ile mutlu mesut yaşamak. İkinci yol ise buradan çekeceğiniz mkisofs yamasını kullanmak. Genel olarak cdrtools'a çok ısınamamış olduğumdan (hala GUI üzerinden CD yazıyorum) ben joliet'i iptal etmeyi seçtim. Tabiiki ihtiyacı olanlar mkisofs'yi yamalayabilirler. İyi seyirler.

Bugün tüm gün boyunca ODTÜ'de düzenlenen Açık Kod ve FreeBSD Tanıtım Konfransı'ndaydım. Genelde Linux Şenliği ve FreeDays gibi daha çok GNU/Linux ağırlıklı ortamlarda bulunduğum için daha BSD'ye yönelik bir gün biraz daha farklı bir deneyimdi.

Sabah tembelliğimden biraz geç gittim. Gittiğimde Hüseyin Yüce'nin açılış konuşması bitmiş, Ömer Faruk Şen FreeBSD 5 tanıtımına başlamıştı. İlk defa kendisinden birşeyler dinleyen birisi olarak Ömer Faruk Şen bende anlatacak çok şeyi olan, kafası sürekli birçok konu üzerinde birden çalışan bir insan izlenimi uyandırdı. Konuşma tarzı bana biraz heyecanlı gibi gözüktü. Bunun dışında ne yalan söyleyeyim FreeBSD bu tanıtımın üzerine bende biraz "ilkel" bir imaj uyandırdı. Zira anlatılanlara göre daha SMP desteği yeni yeni yola girerken nsswitch.conf desteği de daha yeni bu sürümle gelmiş. Aynı şekilde UFS2 ile daha yeni yeni extended attributes ve ACL desteğine kavuşmuş bir sistem FreeBSD. Yanılıyorsam düzeltin tabii ama bu özellikler linux üzerinde 2.4 sürümünden (hatta bazıları daha eskilerden) beri olgun bir biçimde var bildiğim kadarıyla.

Ardından Selçuk Han Aydın pGina ile nasıl ağlarındaki sistemlerde nasıl Windows makineleri LDAP'tan authenticate ettiklerini anlattı. Fantastik uygulama anlamında başarılı bir uygulama olsa da doğrusu araya bir samba3 server koyup authentication'ı neden ona vermediklerini anlayamadım (keşke sorsaydım). Yine de Windows makinaları domain kurmadan ağ üzerinden authenticate etmek isteyen benim gibi insanlar için oldukça faydalı bir sunum oldu.

Öğlen arasından sonra Zayıflık Tarama ve Ağ Güvenliği sunumu vardı. ODTÜ BIDB'den İbrahim Çalışır ve Ozan Tuğluk bir nmap ve nessus gösterisi sergilediler.

Bir sonraki sunumda İsmail Yenigül CVSup ve ports ağacı hakkında detaylı bir sunum yaptı. Şimdiye kadar hiç FreeBSD kullanmamış biri olarak doğrusu temel sistemle uygulamaların farklı metodlarla güncellenmesi mantığını anlamakta biraz zorlandım doğrusu. Meşhur Port ağacının meyve değil yazılım verdiğini gördüm. Açıkçası ports sisteminde yazılımların derlenerek kurulması fikri bir sunucu için bana ters gelen bir düşünce biçimi. Zira sunucularda doğru olan bırakın derleyiciyi mümkün olursa yorumlayıcı bile bulundurmayıp kernel modüllerine de sistemi kapatmaktir diye biliyorum. Yinede ports ağacı kullanım bakımından bana gentoo'nun portege'ına oranla daha prtaik gözüktü. En azından USE=hedehodo yazmaktansa özellikle php, apache gibi bir ton modül bulunan kurulumlarda bunları basit bir ncurses arayüzü aracılığıylas seçme fikri daha çok işime geldi doğrusu...

Ardından Barış Şimşek'in Açık Kod yazılım geliştirme, Sanal grup/proje yönetimi konulu sunumuna geçildi. Doğrusu Barış Şimşek bu konuda beni şok edecek seviyede karamsar bir açılışla başladı... Daha sonra özellikle EnderUNIX'in yaptıklarını vs... anlattıkça biraz daha iyimser bir hava ortalığı kapladı diyebilirim.

Son (ve en çok beklediğim) sunum Murat Balaban'a aitti. Uzun zamandır hakkında çok şeyler duyduğum Murat Balaban'ı böylece izleme fırsatı yakalamış oldum. FreeBSD ile Ağ Uygulamaları ve Güvenlik konulu sunumda Balaban derinlere daldıkça dalacak gibi olup sonra tekrar yüzeye çıkıyordu. Sanıyorum izleyenleri uyutmamak için böyle bir yolu tercih etti. Murat Balaban'ın anlatım tarzına ve alanına hakimiyetine bakarak (ve belki biraz da haddimi aşarak) diyebilirim ki kendisi kesinlikle ikinci bir Serdar Köylü vakası olma yolunda ilerliyor. Alanına bu kadar hakim bir insan olarak kendisinden dinleyeceğim bir sonraki ve umarım daha "derin" sunum için şimdiden sabırsızlanıyorum. Genel olarak konu önce piyasadaki aşağı yukarı tüm sistemlerin BSD'nin TCP/IP stack'ini kullaniyor olmasıyla açıldı ve FreeBSD'nin 5 sürümüyle network stack'ine yapılan değişikliklerden bahsedildi. Özellikle şu Giant Lock meselesinin hallolması iyi olmuş diyebilirim.

Konferansa katılım, ayrılan alanın boyutuyla karşılaştırıldığında oldukça yoğundu. Oldukça küçük bir salon olmasına karşılık boş koltuk sayısı az gibiydi ki bu da sanıyorum (atıyorum) 100 kişi civarında bir katılım demek. Katılımcıların çoğu genelde sessizdi. Birkaç güzel sorunun yanında "Siz bu işten nasıl para kazanacaksınız peki?" ve "Peki bu sistemde neden winmodemler çalışmıyor" tadında sorular inatla devam etti. Hatta hazır aklıma gelmişken kendilerine cevap ta vereyim, belki google'dan bu sayfaya ulaşır, bir daha seminerlerde bu soruları sormazlar.

1. Efendim öncelikle tüm özgür yazılım geliştiriclierini ve Milli Piyango İdaresi'ni kapsayan bir komplo mevcut burada. Şöyleki özgür yazılım geliştiricilerine MP o haftanın sayısal sonuçlarını, yerine göre ödllü kazı-kazan numaralarını vbeya ne bileyim yıbaşında almaları gereken biletlerin numaralarını falan yolluyor. Böylece özgür yazlılım geliştiricileri yaşamlarını sürdürebiliyorlar.

2. GNU/Linux altında winmodemler çok isterseniz çalışır fakat o donanım garabetlerini bırakın GNU/Linux'u MS Windows altında çalıştırmak dahi donanıma hakarettir. Bu nedenle bence gerçekten, çok, deli gibi ihtiyacınız yoksa ve uç seviyede sado/mazo bir insan değilseniz bir zahmet WinModem kullanmayın!

Sonuç olarak benim için oldukça öğretici geçen bir konferanstı. Umarım bundan sonraki özgür yazılım etkinliklerinde de EnderUNIX ekibi derin bilgi birikimlerini bizimle paylaşmaya devam ederler.

Son zamanlarda bir "birbirinden güzel yazılar patlaması" mı var? Yoksa bana mı öyle geliyor?

Sıradışılıkla Kazanmak - Bir Common Lisp Başarı Öyküsü

Python Is Not Java

Perl, Divx, altyazı ve başının çaresine bakabilmek üzerine

Daha niceleri var ama arada kaynamıştır kesin...

Not: İstanbul Bilgi Üniversitesi GNU/Linux Kullanışlılık Testi için gönüllü katılımcılar arıyor

Not2: Cuma günü (son dakikada bir terslik olmazsa) Açık Kod yazılım geliştirme ve FreeBSD İşletim Sistemi tanıtım konferansında olacağım. Tüm Ankara'lıları beklerim.

Sonunda ben de bir kablosuz ağ kurdum. Hostap, wpa_supplicant ve madwifi sağolsun. Gerçi sonradan madwifi'nin AP modunda çalışırken WPA desteklemediğini öğrenince wpa_supplicant'a pek ihitiyacım kalmadı ama yinede oldukça güzel bir program olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Donanım olarak Surecom'un Atheros chipsetli (108mbit diye geçen) -gp uzantılı pci ve pcmcia kartlarını kullandım. Gerçi sinyal seviyesi biraz düşük gibi fakat onu da AP olan PC'nin konumuna (ayağımın altı) bağlıyorum. Yakında umarım bu konuda detaylı bir yazı yazacağım.

Not: netapplet gerçekten mükemmel bir uygulama.

Python'a bir köşesinden giriş yapmak isteyenler için faydalı olacağını umduğum bir belge.

Not: ben yazdım diye söylemiyorum, şahane oldu

Not2: Pdf ve Postscript versiyonu.

Bugün Ada müzikte gezerken tamamen rastlantısal bir şekilde Ayşe Tütüncü Piyano Perküsyon Grubu'nun Çeşitlemeler adlı albümüne rastladım. Piyano düşkünü bir insan olarak içindekilere bir göz attıktan sonra hemen albümü aldım, eve gelince de bütün sabırsızlığımla cd sürücüme taktım...

Şu anda albüm Beep Media Player'da kimbilir kaçıncı tekararını dönüyor. Kesinlikle mükemmel bir albüm olmuş. Piyano, caz veya tango seven herkesin zaten mutlaka albümü alması lazım. Sevmeyenlerin ise bunları sevmeye başlamak için almasında fayda var...

Not: kızımız ciks, oğlan tiki netekim, netekim...