Tonguç Yumruk'un Weblog'u
Anlık olaylar, fikirler, gudik ismail vs...

Tue, 25 Oct 2011

Steve Jobs ile başlayıp Dennis Ritchie ile devam eden Ekim ayı giderayak LISP'in (evet o zamanlar büyük harfle yazılıyordu) babası, yapay zeka alanının yılmaz araştırmacısı John McCarthy'yi de yanında götürmeye karar vermiş. Ne diyelim, Siri ile dertleşirken kendisinin babaannesi Eliza'yı ve bu ailenin ortaya çıkmasında büyük emeği olan McCarthy'yi de unutmazsınız umarım.

[08:57] | [/kod] | # | G! |

Sat, 22 Oct 2011

Bir önceki girdide APN listesi sorunumu çözdüğümden bahsemiştim. Yanılmışım. Telefon bir süre garip hareketlerle çalıştı. Kapatıp açtıktan sonra ise, APN listesinin yeniden boş olduğuna şahit oldum. Bir sonraki adım ise denemediğim son şeyi deneyip yıllardır kullandığım SIM kartımı değiştirmekti. Macera da burada başladı zaten...

Ofisten çıktıktan sonra bir Turkcell İletişim Merkezi'ne gittim. Yeni bir SIM kart istediğimi söyledim, telefonda NFC olmamasına rağmen elim değmişken 256K'lık, NFC destekli bir kart alayım dedim. Merkezdeki çalışan bana 10 - 15 dakika boyunca tarife paketleri ve cep telefonu satmaya çalıştıktan sonra sadede geldi ve SIM kartımı değiştiremeyeceğini söyledi. Bunun için gösterdiği gerekçe ise hattın üzerime kayıtlı olmaması. Hattı aldığım zaman yaşım daha 19 civarı birşey olduğundan hat babamın adına kayıtlıydı. Görünüşe göre Turkcell, telefonla işlem yaptığınız sürece kim olduğunuzu sadece bir iki soruyla doğrulamayı yeterli görürken SIM kart değişimi gibi basit bir işlemde özel sektör bürokrasisini tam güç devreye alıyordu. Tabii Turkcell çalışanına anlatamadığım şey hat sahibinin yüzlerce kilometre uzakta olduğu ve oradan kalkıp benim yanıma gelmesinin ne kolay ne de hızlı olmayacağı gerçeğiydi.

İlk TİM'in beni reddetmesi üzerine bir fikir geliştirdim. Fikir özünde şu gerçeğe dayanıyordu: 21. Yüzyılda Turkcell neden hala ıslak imza ve fiziksel olarak orada bulunma şartı koşuyordu? Aslında yapmak istedikleri şey anlaşılabilirdi. Değişiklik talebinin gerçekten hat sahibinden geldiğinden emin olmak istiyorlardı. Peki ıslak imzanın şart olduğu bu ortamda bunu nasıl başaracaklardı? Cevap bankaların yüzyıllardır yaptığı şeyde yatıyordu. Çok basitçe, eğer siz yüzlerce kilometre uzaktaki bir bankadaki hesapta bulunan paranın bir kısmını almak isterseniz yapmanız gereken tek şey yüzlerce kilometre mesafedeki kişinin gidip yakınındaki banka şubesine bir talimat vermesidir. Ardından şube bu talimatı alır, sizin bulunduğunuz yerdeki şube de size ödemeyi yapar. Oldukça basit bir düzenek.

Bu fikri Turkcell için de uygulayabileceğimizi düşündüm. Baban hemen yakınındaki TİM'e gidecek ve SIM kart değişkliği isteğini bildirecek, benim gittiği TİM ise bana SIM kartı verecekti. Ne yazık ki, ilkinden sora konuştuğum iki TİM de bu fikre pek sıcak yaklaşmadılar. Bunun üzerine son çare olarak Turkcell Müşteri Hizmetleri'ni aradım. Onları da ikna etme çalıştıysam da başarılı olamadım. En sonunda sorun babamın TİM'e gidip yeni bir SIM kart alıp bunu bana kargo ile yollaması ile sonuçlandı. Tabii SIM kartın alınmasından elime geçmesine kadar geçen 18 saatlik sürede SIM kartımın bloklandığını ve telefonumu kullanamadığımı belirtmeme gerek yok herhalde. Bir iletişim bağımlısı değilim, 18 saat telefonum kapalı olduğu zaman başım dönmüyor ama bir operatörün gereksiz bürokrasisi yüzünden bunu yaşıyor olmak kesinlikle gereksiz bir tatsızlık hissi yaratıyor.

SIM kartım bugün öğlen saatlerinde elime ulaştı. Takıp PIN korumasını kaldırdıktan ve telefonu yeniden başlattıktan sonra APN listesi yeniden düzelmişti. İnsanın data hattının çalışması güzel birşey.

[17:49] | [/dev] | # | G! |

Wed, 19 Oct 2011

Geçtiğimiz günlerde Sony Ericsson Xperia Ray modeli bir telefonda tuhaf bir soruna denk geldim. Yarın öbür gün birilerine lazım olur düşünçesiyle blogda da bir yer etsin istedim.

Sorun Xperia Ray'in 3G şebekesi üzerinden veri iletişimi gerçekleştirmeyi becerememesi ile kendini gösterdi. Telefon Turkcell'den alınmış, üzerinde Turkcell'in binbir çeşit uygulamalarından zil sesine kadar herşeyi yüklü geliyor. Böyle bir telefonda Internet için gerekli ayarların da yapılı gelmesini beklerim ama bu telefonun bağlantı ayarları uygulamasını açtığımda hiçbir APN görünmüyordu. Sorunu önemsemedim, Turkcell müşteri hizmetlerini arayıp ayarları öğrendim ve manuel olarak ayar yaptım. Asıl eğlenceli durum burada kendini gösterdi: Yeni eklediğim APN listede görünmüyordu. İşin ilginci, APN yönetimi sağlayan bazı yazılımlar ile baktığımda APN'leri görebiliyordum.

Sevgili Google'ın da yardımıyla biraz arama yaptığımda, Xperia Mini, Xperia Mini Pro ve Xperia Arc'ta da insanların benzer sorunlar yaşadığına şahit oldum. Sorunun kaynağı konusunda bir açıklama olmasa da üç temel workaround öneriliyor:

Benim sorunum SIM kartımdaki PIN korumasını kaldırıp fabrika ayarlarına dönünce düzeldi. SIM kart değiştirmeyi denemedim ama deneyip başarısız olan birkaç yorum okudum. Yine de telefon güzelmiş, bu aralar bir Android telefon almayı düşünenlere tavsiye ederim.

[16:27] | [/dev] | # | G! |

Sat, 15 Oct 2011

Hiç düşündünüz mü ISP'nize ne kadar güveniyorsunuz? Bu güne kadar bu soru hep kafamı kurcalamıştı ama açıkçası hiç bir zaman tü bağlantılarımı daima bir VPN üzerinden yapmak isteyecek seviyeye gelmemiştim. TİB, 5651 ve benzeri birçok şeye rağmen hem onlara göre "sakıncalı" birşey yapmadığım için, hem de arada aklımın köşesinden kayıp gittiği için elimden geldiğince SSL kullanıyor olmak yeterli gelmişti. Ama bugün, bir kere daha yanıldığımı anladım.

Sabah uyandım, cep telefonumdan e-postalarıma bakıp (neyse ki SSL ile bağlandığım bir webmail servisi üzerinden) günlük rutinime başladım. Günlük rutinin bir parçası olarak bilgisayarımı ve web tarayıcımı açtım, ama o noktada işler karıştı. Bağlandığım web sitesi SSL üzerinden bağlandığım bir adres değildi. Birden karşımda bağlanmak istediğim web sitesi yerine TTNET'in yeni kampanya ilanını buldum. Sevgili TTNET, kampanyasının öylesine önemli olduğunu düşünmüş olmalı ki benim HTTP trafiğimi engelleyip araya kendi içeriğini sıkıştırmakta bir sakınca görmemiş. Bunun üzerine TTNET müşteri hizmetleri ile yaptığım görüşme başka bir macereanın konusu ama sanıyorum olayın kendisi sanıyorum kişisel gizliliğine birazcık olsun önem veren herkesi sarsmıştır.

Yıllardır tüm iletişimimizin izlendiği hiçbir zaman bir sır olmadı. Ancak şimdi ortaya çıkıyor ki iletişimimiz üzerinde hak iddia edenler yalnızca siyah kıyafetler giyen gizemli insanlar değil. Bu konuda çok fazla gevezelik etmeden konuyu son zamanlarda okuduğum en başarılı kitaplardan biri olan Cryptonomicon'a ve bir açıdan o kitaptaki bilgiyi özgür kılma çabasının gerçek hayattaki bir yansıması olarak gördüğüm Freedom Box Project'e bağlayarak sizi kişisel gizliliğinizle başbaşa bırakıyorum.

İyi haftasonları

Not: Ayak üstü blog ortamı canlanmaya mı başladı ne. Du bakali nolecak...

[13:36] | [/net] | # | G! |

Thu, 13 Oct 2011

İnsanlığın başına gelen en büyük iki baş belası olan C Programlama Dili ve UNIX'in yaratıcısı Dennis MacAllstair Ritchie artık yok. Acaba kendisine saygı duruşu olarak yarattığı teknolojileri kullanan bütün sistemlerimizi bir dakikalığına kapatsak mı? Bir düşünün bakalım, C ve UNIX kullanan herşey sadece birkaç dakika topluca kapansa dünya nasıl bir yer olurdu?

[18:44] | [/kod] | # | G! |
Elektrikli Posta
Uptime
1 yıl, 26 gün, 4 saat, 31 dakika
Çocuklara Bilgisayar
Kategoriler
/ (201)
  dev/ (13)
  kod/ (28)
  life/ (2)
  linux/ (38)
    freedays/ (2)
    senlik/ (0)
      2006/ (15)
  misc/ (58)
  mobil/ (3)
  musiki/ (18)
  net/ (10)
  tech/ (9)
  web/ (5)
Zaman Makinesi
< October 2011 >
SuMoTuWeThFrSa
       1
2 3 4 5 6 7 8
9101112131415
16171819202122
23242526272829
3031     
Kapı Komşuları
Güzel Siteler
Ivır zıvır
XML Feed

FSF Associate Member: 2040

Powered by PyBlosxom

Valid XHTML 1.0!