Tonguç Yumruk'un Weblog'u
Anlık olaylar, fikirler, gudik ismail vs...

Thu, 22 Jun 2006

Bugün annemin Nokia 6101 telefonu ile çektiği resimleri bilgisayara aktarmam gerekti. Yalan olmasın, ilk aklıma gelen, biraderimin Windows XP ve Nokia PC Suite kurulu bilgisayarını kullanarak fotoğrafları oraya yüklemekti. Bilgisayarın başında yarım saat kadar debelendikten sonra pes ettim ve Debian Sarge yüklü sunucumun yolunu tuttum (dizüstü bilgisayarımda kızılötesi desteğini derlememiştim).

Hemen USB IrDA aletini yerine taktım. Ardından root olarak şu komutları verdim:

# IrDA stack'i bu kızılötesi aleti kullanmaya ayarla
deepthought:~# irattach irda0 -s
# Bir de kontrol et, bakalım cep telefonunu görüyor mu...
deepthought:~# irdadump

Evet, işin root kısmı hallolmuştu. Şimdi sırada dosyaları almak vardı. Karşıma çıkan ilk sorun karakter kodlaması oldu. Ben UTF-8 çalışıyordum fakat telefondaki dizin isimleri ISO-8859-9 olarak kodlanmışlardı. Haliyle şöyle bir komut çalışmıyordu:

tonguc@deepthought:~$ obexftp -i -c Görüntüler -l

Bu komut Görüntüler dizinini listelemesi gerekirken bu konuda oldukça isteksiz davranıyordu. Sorunun sebebi dizin ismindeki "ö" ve "ü" karakterleriydi. Bu sorunu çözmek için komuta ufak bir değişiklik yapmak gerekti:

tonguc@deepthought:~$ obexftp -i\
-c `echo Görüntüler | recode utf-8..iso-8859-9` -l

Voila! Artık doğru dizini listeleyebiliyordum! İkinci sorun ise OBEX protokolü üzerinden dosya aktarmamızı sağlayan güzel bir program olan obexftp'nin bir dizini komple kopyalama gibi bir özelliği olmamasıydı. Dizindeki dosyaların listesini alıp sonra da bunları teker teker cihazdan alacak bir program lazımdı. Aslında obexftp'nin -l parametresi ls komutununkine benzer, adam akıllı bir çıktı üretseydi bu bir sorun olmayacaktı fakat kendisi XML üretmeyi tercih ediyordu. Açıkçası gecenin bu saatinde hiç XML işlemekle uğraşamazdım. Bu noktada da sağolsun eski dostum grep bir an sektirmeden imdadıma koştu. Telefonda çekilen fotoğrafların isimleri için bir ön ek verebiliyordunuz. Bu telefonda ön ek "Foto"ydu.

tonguc@deepthought:~$ obexftp -i \
-c `echo Görüntüler | recode utf-8..iso-8859-9` -l | egrep\
-o 'Foto[0-9]{3}\.jpg' > foto.list

Evet, artık elimde düzgün bir foto listesi vardı. Artık tek yapmam gereken bir for komutu ile bunları teker teker almaktı.

tonguc@deepthought:~$ for foto in `cat foto.list`;
do obexftp -i\
-c `echo Görüntüler | recode utf-8..iso-8859-9`\
-g $foto;
done

Birkaç dakikalık bekleyişin ardından dosyalar diskimdeydi. Bir de komut satırı zor derler...

[23:41] | [/linux] | # | G! |

Mon, 05 Jun 2006

Bundan sonra bana "Nedir bu Fazla Mesai'nin olayı?" gibi sorular soranlara uzun uzun açıklama ypamak yerine "Budur!" diyeceğim. Demekki neymiş, programlama dillerinin karşılaştırılması demek her zaman "flamewar" demek değilmiş. Aklıbaşında insanlar tarafından yapılırsa ziyadesiyle eğitici bir eylem dahi olurmuş...

[22:25] | [/net] | # | G! |

Fri, 02 Jun 2006

Evet, bir kere daha beni Fazlamesai Galaksisi ve Linux Gezegeni gibi yerlerden kovulmaya bir adım daha yaklaştıracak olan, içinde GNU/Linux veya özgür yazılıma dair hiçbirşey barındırmayan bir blog girdisiyle karşınızdayım.

Bugün ilk konu Orient Expressions ve Sabahat Akkiraz'ın birlikte çıkarttıkarı albümleri: Külliyat. Öncelikle bir açıklama yapayım. Her ne kadar müzik konusunda mümkün olduğunca geniş mezhepli davranmaya çalışıyor olsam da "elektronik müzik" gibi bazı türlere bir türlü ısınamadım. Belli bir seviyeye kadar dinlediğim müzikte elektronik tınılardan rahatsız olmuyor olsam da sınırımın "Rebel Moves" olduğunu söyleyeyim, gerisine siz karar verin. Herneyse, konuyu dağıtmayayım. Orient Expressions daha önceden dinlemediğim bir gruptu. Sadece İstanbul Hatırası adlı güzel filmde (ve tabii filmin müzik cd'sinde) bir parçalarını dinleme fırsatı bulmuştum. Her ne kadar parçalarına bayılmış olmasam da rahasız olmadan dinleyebildiğim türden, ortalama bir parça olduğuna karar vermiştim. Külliyat albümünü alırken de biraz İstanbul Hatırası'ndan gelen olumlu düşüncelerle albümün arkasında yazan "elektronik altyapı" gibi şeylere fazla takılmadan albümü aldım.

Ne yazık ki albüm benim için tam bir hayal kırıklığı oldu. Sabahat Akkiraz'ın daha önce Fransa'da bir caz festivalinde caz tınıları eşliğinde türkü söylediği "Konserler" albümü kıvamında birşeyler beklerken ne yazık ki albümün beklentilerimden çok uzakta olduğunu gördüm. Evet, elektronik müzikten çok hoşlanan bir insan değilim fakat bence albümü beğenmeme nedenim bu değildi. Albümde yapılan sadece Sabahat Akkiraz'ın söylediği türkülerin arkaplanına elektronik tınılar eklemekten ibaret gibi duruyordu. Neredeyse Sabahat Akkiraz'ın bu albüm için yeni kayıt yapmasına gerek kalmayacakmış. Rahatlıkla eski kayıtların üzerine elektronik yapılar eklenerek de aynı albüm yapılabilirmiş gibi bir havası vardı. Albümün bu gerçek anlamda pek bir yenilik içermeyen doğası beni albümden oldukça soğuttu ve albümün tamamını dinlemeye dayanamayarak üçüncü parçanın ardından CD'yi çıkartıp Bebo & Cigala'nın Lágrimas Negras albümünü taktım. Yine de birgün bu albümü tekrar (bu sefer sonuna kadar) dinleyip tekrar değerlendirmeyi planlıyorum.

Vakt'i zamanında denize karşı ayaklarımı terasın parmaklıklarına uzatıp sessizliğin keyfini Buena Vista Social Club dinleyerek çıkarttığım günden beri yaz aylarında latin damarım kabarır. Gerçi bu yıl o damar daha yaz gelmeden Klazz Brothers & Cuba Percussion sayesinde kabarmaya başlamıştı. Aslında Bebo & Cigala daha önce hiç dinlemediğim müzisyenlerdi. Albümü duyduktan sonra kendileri hakkında kısa bir araştırma yaparak sitelerini buldum. Sitelerinde albümdeki tüm şarkıları "streaming" olarak dinleyebiliyorsunuz. Tabii mimms marifetiyle şarkıları kaydetmeniz de mümkün. Açıkçası ben şarkılardan birini indirip dinledikten sonra koşa koşa giderek albümü aldım. Aslında albüm hakkında söylenecek pek fazla birşey yok. Mükemmel bir piyano, mükemmel bir vokal, mükemmel şarkılar. Latin müziği seviyorsanız (tabii Latin derken Jennifer Lopez veya Ricky Martin'i kastetmiyorum) kaçırılmaması gereken bir albüm.

Evet, gelelim filmimize. Filmimiz "Final Fantasy VII: Advent Children". Aslında Japon animasyonları pek hoşlandığım bir film biçimi değildir. Final Fantasy serisine de (oyun olanı) özel bir sempati beslediğim söylenemez. Peki o zaman neden Final Fantasy'yi seyretme ihtiyacı duydum. Aslında öyle bir ihtiyaç duymadım. Daha çok zorlandım. Buradan kendinden küçük kardeşi olan herkese sesleniyorum: Eğer kardeşinize bir film hediye etmek istiyorsanız sevdiğiniz bir film seçin, yoksa oturup filmi seyretmek zorunda kalabiliyorsunuz. Film herşeyden önce konu ve anlatım olarak hiçbirşey içermiyordu. DVD'de ekstra olarak sunulan "çıkan kısmın özeti" ise tamamen filme konu olan oyunun ara demolarının birleştirilmesiyle oluşmuştu. Son olarak filmi biraz olsun izlemenizi sağlayan aksiyon sahneleri de birşey anlamanıza izin vermeyecek kadar hızlı ilerliyordu. Kısacası bence bu filmi izlemeyin, paranıza, eğer parayı umursamayacak kadar zenginseniz, zamanınıza yazık. Tabii haklarını yememek lazım. Adamın Cüneyt Arkın'ı kıskandıracak bir hareketle koskoca motoru kılıçla ikiye bölmesi güzeldi.

Neyse, bir de gezegen ve galaksi'den kovulmamak için emniyet kemeri: Ubuntu 6.06 çıktı. Saygılarımla...

[12:02] | [/musiki] | # | G! |
Elektrikli Posta
Uptime
1 yıl, 26 gün, 4 saat, 31 dakika
Çocuklara Bilgisayar
Kategoriler
/ (201)
  dev/ (13)
  kod/ (28)
  life/ (2)
  linux/ (38)
    freedays/ (2)
    senlik/ (0)
      2006/ (15)
  misc/ (58)
  mobil/ (3)
  musiki/ (18)
  net/ (10)
  tech/ (9)
  web/ (5)
Zaman Makinesi
< June 2006 >
SuMoTuWeThFrSa
     1 2 3
4 5 6 7 8 910
11121314151617
18192021222324
252627282930 
Kapı Komşuları
Güzel Siteler
Ivır zıvır
XML Feed

FSF Associate Member: 2040

Powered by PyBlosxom

Valid XHTML 1.0!